Oyun temelli öğrenme, dünya çapında birçok anaokulu ve anaokulu tarafından benimsenen bir kavramdır. Teoriye göre, küçük çocukların oyun yoluyla öğrenmelerine izin vermek, onlara gelecekteki öğrenimlerinin temellerini oluşturmak için kullanabilecekleri birçok avantaj ve beceri sağlar. Çocukların yaratıcı düşünmelerine, kavramları kendi hızlarında öğrenmelerine, kendilerini düzenlemelerine, keşfetmelerine, yaratıcı düşünmelerine ve aktif olarak problem çözmelerine olanak tanır. Aynı zamanda okuryazarlık, matematik ve dil ediniminin de temelini oluşturur.
Peki oyun temelli öğrenme idealini gerçekleştirmek için bir okul öncesi veya anaokulunun neye ihtiyacı var? Bugün pek çok insan küçük bir çocuğa akıllı telefon veya tablet vermenin ‘oyun temelli öğrenme’ olduğunu düşünüyor ama elbette öyle değil. Evet, küçük çocuklara teknolojiyle çalışmaları için zaman tanınmalıdır ancak bu, büyük resmin yalnızca bir kısmıdır.
Farklı boyutlarda ve farklı malzemelerden yapılmış bloklar sınıfların vazgeçilmezidir. Çocukların problem çözme becerilerini ve sosyal zarafetleri öğrenirken bir şeyler inşa etmelerine ve yapılandırmalarına olanak tanır. Masa oyuncakları ve değiştirilebilir şeyler sınıfa bir başka harika katkıdır. Çocukların hayal güçlerini kullanmalarına ve kendi başlarına bir şeyler yaratmalarına olanak tanır.
Elbette bol miktarda sanat malzemesinin hazır olması gerekir; bunlar, müzik ve hareketle ilgili malzemeler gibi yaratıcılığın ve hayal gücünün çılgına dönmesine olanak tanır. Kum ve su masaları harika duyusal oyun alanlarıdır ve çocuklara yemek pişirme deneyimi yaşama fırsatı da verilmelidir.
Bir kütüphane ve sessiz bir alan da oyun tabanlı öğrenme odasına harika eklentilerdir. Çocukların okuryazarlık becerilerini geliştirmelerine olanak tanır ve aynı zamanda düşünmek, merak etmek ve dinlenmek için sessiz bir ortam sağlarlar.
Çocukların kaba motor becerilerini keşfedip geliştirebilecekleri bir açık hava alanı olmadan oyun temelli hiçbir öğrenme odası tamamlanmış sayılmaz. Her gün açık havada vakit geçirmek programın bir parçasıdır ve çocukların her mevsim oyun oynarken yaratıcı olmalarına olanak tanır.
Dil kaynakları, edebiyat, yazı araçları ve boyama istasyonları da yaratıcılığı ve denemeyi teşvik ettiğinden odaya harika katkılar sağlar.
Anaokulları ve anaokulu sınıfları, bir çocuğun yapılandırılmış bir ortamda öğrenmesi gereken ilk şanstır ve orada öğrendikleri, onları okul yıllarına taşıyacaktır. Erken dönemde güçlü bir temel, yalnızca öğrenme sevgisini ve çevrelerindeki dünyaya ilgiyi teşvik eder.
Amanda J Hales